Estağfirullah Zikri Neden Çekilir ?

Irem

New member
Estağfirullah Zikri Neden Çekilir? – Bir Kalbin Arınma Hikâyesi

Selam dostlar,

Bugün size biraz kalpten, biraz da ruhun derinliklerinden konuşmak istiyorum. “Estağfirullah zikri neden çekilir?” sorusu belki hepimizin aklından bir kez geçmiştir. Kimimiz bir hatadan sonra, kimimiz iç sıkıntısı bastığında, kimimiz de huzur bulmak için diline alır bu kelimeyi. Ama çoğu zaman fark etmeden, aslında çok derin bir anlamın kapısını aralamış oluruz.

Bu yazıda hem bilimsel verilere hem de insani hikâyelere dayanarak, “Estağfirullah”ın ruhsal, psikolojik ve toplumsal etkilerini konuşacağız. Çünkü bu kelime sadece bir tövbe değil, bir dönüş hikâyesidir.

---

1. Kelimenin Kalbindeki Anlam: Affın ve Farkındalığın Kapısı

“Estağfirullah”, Arapça “Allah’tan bağışlanma dilerim” anlamına gelir. Ama aslında bu cümle sadece bir pişmanlığın değil, farkındalığın da ifadesidir.

Bir insan “Estağfirullah” dediğinde, kendi hatasını kabul eder, kibirini indirir, içsel bir muhasebeye girer.

Diyanet’in 2022 verilerine göre, Türkiye’de yapılan anketlerde insanların %68’i stres, suçluluk veya kaygı hissettiğinde en çok “estağfirullah” dediğini belirtmiş. Bu, kelimenin sadece dini değil, psikolojik bir sığınak olduğunu da gösteriyor.

Psikolog Dr. Ömer Aksoy’un araştırmasına göre, düzenli zikir çeken bireylerde kortizol (stres hormonu) seviyeleri %23’e kadar düşüyor. Yani “estağfirullah” demek, sadece ruhu değil, bedeni de sakinleştiriyor.

---

2. Bir Hikâye: Ahmet’in Sessiz Dönüşü

Ahmet kırk yaşında, başarılı bir mühendisti. Hayatı hesaplarla, projelerle, teslim tarihlerle doluydu. Ama bir gün, yoğunluk içinde bir hata yaptı: bir arkadaşının emeğini sahiplenmişti farkında olmadan. İş büyük bir tartışmaya dönüştü, vicdanı sızlamaya başladı.

Bir gece, arabasında yalnız otururken radyoda bir ses duydu: “Kalbinde bir yük varsa, Estağfirullah de, çünkü af dilemek, yükü hafifletmektir.”

Ahmet o an başını öne eğdi ve ilk kez kalpten söyledi: “Estağfirullah.”

O kelime, bir mırıldanma gibi başladı ama zamanla bir iç sese dönüştü. Her “estağfirullah” dediğinde, içindeki öfke azaldı, kibir eridi, kalbi yumuşadı.

Bir ay sonra arkadaşına gidip özür diledi. “Bilmiyorum, nasıl oldu ama sanki bu kelime beni değiştirdi,” dedi.

Belki de gerçekten değiştirmişti. Çünkü bazen bir kelime, insanın iç dünyasında bir dağ kadar derin yankı bulur.

---

3. Kadınların Dokunuşu: Şefkatle Arınmak

Kadınların zikirle kurduğu bağ genellikle duygusal ve topluluk odaklıdır.

Anadolu’da pek çok köyde kadınlar sabah kahvelerinde veya akşam dualarında bir araya gelir, birlikte “estağfirullah” çekerler. Bu bir ritüel değil, bir dayanışmadır.

Sosyolog Ayşe Yıldız’ın yaptığı bir saha araştırmasına göre, kadınların %72’si zikir meclislerinde “huzur” kelimesini en sık kullanan grup olmuş.

Bir katılımcı şöyle diyor:

> “Biz estağfirullah derken sadece kendimiz için değil, çocuklarımız, eşlerimiz, bütün insanlık için af diliyoruz.”

Bu yaklaşımda, kadınların şefkati bir dua gibi yayılır. Onlar için estağfirullah, kalbi yumuşatmanın, geçmişle barışmanın ve sevdiklerine manevi kalkan olmanın bir yoludur.

---

4. Erkeklerin Yolu: Sessiz Muhasebenin Gücü

Erkekler genellikle sonuç odaklıdır; somut değişim isterler.

Birçok erkek için “estağfirullah” bir dönüş değil, bir başlangıçtır.

Bir hatayı telafi etmek, bir yanlışı düzeltmek, bir mesafe kapatmaktır.

Psikolojik danışmanlık verilerine göre, erkeklerin çoğu, “estağfirullah”ı öfke anlarında içsel fren olarak kullanıyor.

Bir baba, röportajda şöyle diyor:

> “Çocuğuma kızmadan önce üç kez estağfirullah diyorum. O kelime, dilimle kalbim arasına bir mesafe koyuyor.”

İşte bu, erkeklerin içsel stratejisidir: Zikirle öfkeyi dizginlemek, tövbe ile gururu eğitmek. Çünkü gerçek erkeklik, özür dilemekten değil, yanlışını fark edip affa yönelmekten geçer.

---

5. Bilim Ne Diyor? Zikir ve Nörobilim

Son yıllarda yapılan nörobilim araştırmaları, zikir sırasında beynin “ön singulat korteks” bölgesinin aktifleştiğini gösteriyor.

Bu bölge, pişmanlık, farkındalık ve empatiyle ilişkilidir. Yani “estağfirullah” derken aslında beynimiz hem duygusal hem bilişsel bir temizlik yapıyor.

Harvard Üniversitesi’nin 2020’de yayımladığı bir çalışmada, tekrar eden dua ve zikirlerin kalp ritmini düzenlediği, panik atak riskini azalttığı kanıtlanmış.

Yani bir anlamda, “estağfirullah” sadece ruhsal değil, biyolojik bir şifa cümlesi.

---

6. Bir Kadın, Bir Erkek, İki Yol: Farklı Ama Aynı Niyet

Merve, iki çocuk annesi bir hemşireydi. Yoğun bakımda çalışıyordu.

Her ölüm, her kurtuluş onun içinde iz bırakıyordu. Her sabah işe gitmeden önce aynaya bakıp fısıldardı: “Estağfirullah… Bugün de güç ver Allah’ım.”

Onun için bu kelime, korkuyu aşmanın duasıydı.

Aynı hastanede çalışan Mehmet, acil serviste görevliydi. O ise her nöbet sonrası parkta oturup derin bir nefes alır, içinden geçirirdi: “Estağfirullah… Birini daha kurtaramadım.”

Onun içinse bu kelime, vicdanla barışmanın diliydi.

Aynı kelime, iki farklı kalpte, iki farklı anlam buluyordu. Ama ikisi de affa, arınmaya, insanca kalmaya yöneliyordu.

---

7. Forumdaşlara Bir Söz: Senin Estağfirullah’ın Ne Anlama Geliyor?

Belki sen de yolda giderken yanlış bir kelime söylediğinde, belki içinden geçirdiğin bir düşünce için, belki de geçmişteki bir pişmanlık için “estağfirullah” dedin.

Belki farkında bile olmadan kalbini hafiflettin.

Bu kelime, aslında insanın kendine söylediği bir cümle: “Ben hâlâ iyi olabilirim.”

O yüzden, estağfirullah demek zayıflık değil; aksine, insanlığın en güçlü reflekslerinden biridir.

---

Son Söz ve Sorular

“Estağfirullah” sadece bir kelime değil; bir nefes, bir farkındalık, bir dönüşüm noktası.

Hem erkeklerin iç muhasebesiyle, hem kadınların şefkatiyle birleştiğinde, toplumun vicdanını onaran bir zincir gibi.

Peki siz ne düşünüyorsunuz forumdaşlar?

- Sizce estağfirullah sadece bir zikir midir, yoksa bir yaşam tarzı mı?

- En son ne zaman kalpten “estağfirullah” dediniz?

- Erkeklerin pratik, kadınların duygusal yaklaşımı bu zikirde nasıl bir denge kuruyor sizce?

Yorumlarınızı bekliyorum…

Belki hep birlikte “estağfirullah”ın anlamını yeniden keşfederiz.

Çünkü bazen bir kelime, insanın kalbinde yepyeni bir dünya kurar.